Powered By Blogger

15 Mayıs 2011 Pazar

rembrandt

REMBRANDT'IN BAZI ESERLERİ






REMBRANDT'IN HAYATI

Cornelia ve Harmen Gerritsz'in oğlu olarak Leiden, Hollanda'da dünyaya gelmiştir. Bir değirmenci olan babası varlıklıydı, annesi ise bir fırıncının kızıydı[1]. Leiden Üniversitesi'nde okuyan Rembrandt, ressam Jacob van Swannenburg'un takdirini kazanmış ve 1621'de onun öğrencisi olmuştur.[2] 1624 yılında kısa bir süreliğine de olsa Pieter Lastman'ın yanında Amsterdam'da çıraklık yapmış, 1625'de ise Leiden'de, arkadaşı ve meslektaşı Jan Lievens ile paylaştığı stüdyosunu kurmuştur. 1627'de öğrenci kabul etmeye başlamıştır ki bunlarında arasında Gerrit Dou da bulunur. 1629'da matematikçi Christiaan Huygens'in babası, devlet adamı ve şair Constantijn Huygens tarafından keşfedilmesi ona fayda sağlamıştır; bu bağlantısının bir sonucu olarak Prens Frederik Hendrik 1646'ya kadar Rembdrandt'an tablo satın almaya devam etmiştir. 1630'da babası ölen Rembdrandt, üç yıl sonra Amsterdam'da Hendrick van Uylenburg'un evini kiralamıştır ki bu adamın kuzeni olan Saskia van Uylenburgh ile de sadece bir yıl sonra 1634'de evlenmiştir[2]. Çiftin 1635 doğumlu Rombertus ve 1638 doğumlu Cornelia adlarındaki çocuklarının daha bir yaşına basamadan ölmesinin ardından 1640 yılında doğan ve yine Cornelia olarak adlandırdıkları üçüncü çocukları da birkaç haftalıkken ölmüştür[1]. Aynı yıl Rembrandt'ın annesi de vefat etti. Daha sonra 1641 yılında doğan Titus isimli erkek çocukları yaşa da, doğum sonrası zorlukların da etkisiyle, Rembrandt'ın eşi Saskia 1642 yılında vefat etmiş ve Oude Kerk'e

REMBRANDT

Rembrandt Harmenszoon van Rijn (15 Temmuz 16064 Ekim 1669), Hollandalı ressam ve baskı ustası. Avrupa ve Hollanda sanat tarihinin en önemli ressamlarından biridir. Hollanda'nın ticaret, bilim ve sanatta atılım yaptığı Hollanda Altın Çağında yaşamıştır. "Işığın ve gölgelerin ressamı" olarak da anılır.

BAROK RESİM

Barok dönemi resim sanatı hem duvar hem de tuval üzerine yapılan resimleriyle Rönesans döneminden farklılık gösterir. Barok resimlerinde de tavan resimlerinde mimari çizimler boy gösterir. Rönesans dönemi resimlerindeki açıklık, düzlük, algılanabilirlik yerini duvar yüzeyinin görünmez şekilde işlenişine, derinlik etkisi uyandıracak şekilde çizilmesine bırakmıştır. Roma’daki San Ignazio Kilisesi tavanı böyle derinlik uyandıran bir çalışmaya örnek olarak verilebilir.
Barok dönemi ünlü ressamlarından olan Tintoretto Maniyerist bir sanatçıdır ve resimlerinde Maniyerizm’den etkilendiği açıkça görülür. Barok dönemi resimlerinde Maniyerizm’in katkısının olduğunu söylemek aslında yanlış olmaz.Tintoretto’nun resimlerinde diyogonal bir düzenleme söz konusudur.Böyle bu sayede günümüz İsa’nın ışıldayan o haleli başına doğru kayar ve gerilere gider. Öte yandan Barok devri resim sanatının babası olarak görülen Caravaggio bu dönemde önemli ve değerli eserler bırakmıştır. .Isa’nın Mezara Konuluşu (Vatikan) adlı yapıtında sağda ellerini acıyla kaldırmış azizeden başlayarak sola doğru kademeli olarak sıralanıp eğilen figürlerin hareketi, ısa’nın sarkan koluyla mezar taşına ulaşmaktadır. Hareket hem acıyı hem mezara konuluşu ifade etmekte, gerek ortadaki kırmızı şal gerek ustalıklı gölge-ışık kullanımı dramatik bir etki oluşturmaktadır. Caravaggio gerçekçi bir ressamdır. Çoğu birer işçi olan azizleri nasırlı ellerle ve çamurlu ayaklarla resimlemekten çekinmemiştir. Bu yüzden kiliseyle sık sık anlaşmazlığa düştüğü bilinir. Sanatçı Golyat’ın Başını Kesen Genç Davud (Gallerie Borghese, Roma) adlı resminde ise uyumlu hareketler, etkileyici yüz ifadeleri ve başarılı gölge-ışık kullanımıyla seyirciyi ürperten güçlü bir dramatik görünüm yaratmayı başarmıştır.
17.yüzyılın Barok dönemin İspanya’da boy gösteren bir diğer ünlü Barok ressamı da Valezquez’dir. Velázquez bir saray ressamıydı ve çağdaşları tarafından “büyücü” diye adlandırılan sanatçının tablolarına yakından bakınca kalın renk lekelerinden başka bir şey görülmüyordu. Ama tablodan üç adım uzaklaşıldığı zaman her şey anlaşılıyordu, figür bu teknikle sağlanan büyüleyici bir renk ve ışık titreşimiyle canlanıyor, sanki soluk almaya başlıyordu. Bu özelliği en iyi gösteren örneklerden biri de Kraliçe Mariana’ nın Portresi’dir (Louvre, Paris)...

BAROK MİMARİ

Barok döneminde Paris’in kraliyet gücünü temsil eden Versailles Sarayı her prensin örnek aldığı bir yapı olarak göze çarpar.Barok devri yapıları prenslerin sahip oldukları kudreti gösterirler. Prenslerin bu yüzden malikanelerine verdikleri önem ve onlara harcadıkları para muazzamdı. Aynı zamanda bu dönemin binaları yaratıcının sanatsal gücünün ve mimari anlayışının da bir göstergesiydi.Bu dönemde sanat doğayı taklit etme değil, aksine onu biçimlendirme olarak anlaşılmıştır.Bu dönemde yapılan barok sarayları, fıskiyeli havuzları, görkemli heykelleri, bahçeleri, süslü ve muazzam salonları, duvar işlemeleri, tanrı ve mitoloji konulu resimleri bu dönemin mimarisinde yer alan temel unsurlardı. Bu dönemin şaşaalı görünüşü Barok mimarisinde kendini net olarak belli eder. Viyana, Potsdam, Dresden, Würzburg, Salzburg gelişmelerini bu dönemin prenslerinin mutlakiyetçi rejimlerine borçludur. Parklar içine kurulan görkemli şatolara halkın değil girmesi yaklaşması bile yasaktı. Kim saraya dahil değilse tebaa(kul) sayılıyordu. Bu göz kamaştırıcı ve süslü yapılar bu dönemden başka hiçbir dönemde bu kadar zerafete ve görkeme sahip olmamıştır.Bu dönem mimar ve yapıları şöyledir: Carlo Maderno, Francesco Borromini, Gian Lorenzo Bernini: Palazzo Barberini, Roma; 1625-1633. Francesco Borromini: San Carlo alle Quattro Fontane,Roma; 1634-1667 Baldassare Longhena: Palazzo Pesaro ,Venedig; 1650 Louis Le Vau, Charles Lebrun, Jules Hardouin-Mansart: Versailles Sarayı, Versailles; 1678-1684 Salomon de Brosse:Palais du Luxembourg , Paris; 1621-1662 Jules Hardouin-Mansart: Dôme des Invalides , Paris; 1676-1706 Elias Holl: Augsburger Rathaus; 1615-1620 Johann Lucas von Hildebrandt: Belvedere Sarayı, Viyana

BAROK MÜZİK

Barok dönemde müzik kontrast (karşıtlık) kavramı içinde gelişir. Bu dönemin müzik eserlerinde aynı tınıdaki çalgılar adeta birbirleriyle savaşırcasına ve karşıtlık oluşturarak kendilerini gösterirler. Karşıtlıklar üzerine kurulan Barok müzikte ritmik yapıda da büyük gelişmeler olur. Vurgular Rönesans devrinden farklı olarak abartılmıştır. Bu dönemde doğan opera ve kantatlar günümüzde de olduğu gibi abartılı bir tarzda seslendirilmiştir.
Barok döneminin en gözde klavyeli çalgıları (kendisinden sonra gelecek çağın gözdesi olacak piyanodakinin aksine nüans olanağı olmayan) klavsen (cembalo, harpsichord) ve (piyanonun bir önceki basamağı olan) klavikordlar olmuştur. Ayrıca yaylı çalgı olarak viyoller yaygındır Viola da gamba (bacak viyolü - çello'nun atası) ve viola da braccia (kol viyolü - kemanın atası) en yaygın viyol türleridir.
D